Yeni bir araştırma, kedilerin iletişim kurmak için yüzlerce yüz ifadesi kullanabildiğini ortaya seriyor.
Araştırmacılar bir yıl boyunca ABD’nin Los Angeles şehrindeki bir kedi kafede yaşayan ve 50 kediden oluşan bir kedi topluluğunda 276 farklı yüz ifadesini kayıt altına almış. İki hafta önce Behavioural Processes bülteninde yayımlanan çalışmaya göre kedilerin suratları oyunbaz bir yüz ifadesinden saldırgan bir yüz ifadesine kadar değişip, bunlar arasındaki tüm ifadeleri kapsıyor.
İNSANLARIN 44 YÜZ İFADESİ VAR
Populer Science Türkçe’nin aktardığı araştırma, kedilerin herkesçe bilinen mırlama ve miyavlamalarının ötesine uzanan iletişim şekillerinin derinlemesine incelendiği ilk çalışmalardan biri.
Bilim insanlarının bir açıklamasına göre yüz ifadeleri köpeklerde, şempanzelerde ve insanlarda kapsamlı biçimde incelenirken, insanların 44 tane, köpeklerin 27 tane ve şempanzelerin ise tam 357 tane yüz ifadesi olduğu ortaya çıktı.
Fakat kedilerdeki ifade edicilik üzerine yeterince araştırma yapılmadı.
Arkansas – Lyon Üniversitesinde çalışan yardımcı psikoloji profesörü ve makale eş yazarı Brittany Florkiewicz, “Bilimsel yazın çok yetersiz ve yapılan pek çok çalışmada, 10.000 yıllık evcilleştirme sürecinde sadece kediler ve insanlar arasındaki bağlantıya odaklanılmış” diyor. “Kedi Kafe’de biz, kediler arasında gelişigüzel yaşanan etkileşimleri ve yüz ifadelerini kayda geçirdik.”
Çalışmaya göre her bir yüz ifadesinde, 26 benzersiz yüz hareketinden yaklaşık dört tanesi birleşiyor. Bunlar arasında dudakların ayrılması, genişleyen veya küçülen göz bebekleri, göz kırpma, ağız kenarlarının kıvrılması, burun yalama ve farklı kulak pozisyonları da bulunuyor.
Etkileşimlerin birinde araştırmacılar, iki kedinin oynarken hızla birbirlerine cephe aldığını ve kedilerden birinin yere doğru sinip, arkadaşına tısladıktan sonra kaçtığını fark ettiler.
“Dövüşerek oynadıklarını görmek şaşırtıcıydı, sonra işler kızıştı” diyor Florkiewicz. “Yüz ifadelerinde bir değişim olduğunu görebiliyorsunuz. İlk başta kedilerden birinin gözleri daha sakindi, kulakları ve bıyıkları ileri doğru atılmıştı. Bu diğer kediye yakınlaşma hareketiydi. Fakat olaylar çirkinleşti ve kulaklarıyla bıyıklarını geri çekti; hal ve hareketleri epey hızlı değişmişti.”
Araştırmacılar kayıtları inceledikten sonra, kedilerin yüz ifadelerinin saldırgan olmaktan çok (yüzde 37) arkadaşça (yüzde 45) olduğuna karar verdiler. Çalışmaya göre geri kalan yüzde 18 ise muğlak ya da her iki gruba da giren türden.
Araştırmacılar, “yaygın bir oyun ifadesi” şeklinde isimlendirdikleri de dahil olmak üzere (ağzın kenarlarının geriye çekilip, çenenin aşağı doğru indirilmesiyle yapılan) suratların birçoğunun, aralarında insanlar, köpekler ve maymunların yer aldığı bir miktar hayvan türünde benzer olduğunu da keşfettiler.
Kedilerin birbirlerine ne “söylediğini” tam olarak bilmek için daha fazla araştırma yapılması gerekecek. Fakat yapılan açıklamaya göre araştırmacılar çalışmanın, sık sık ilgisiz, soğuk şeklinde adlandırılan bir türün sergilediği bu çok sayıda ifadeye ışık tutulmasına yardımcı olacağı konusunda umutlu.
“Hayvan barınaklarının ve hümanist toplulukların bizim araştırmamızı kullanarak, bakılan kedilerin daha iyi değerlendirilmesine yardımcı olabilmelerini ümit ediyoruz” diyor Florkiewicz. “Ayrıca insanların kedilerin yüz ifadelerini kaydetmesini (ve çözmesini) sağlayan bir uygulama tasarlamayı isteyip bizimle irtibata geçen şirketler de oldu.”