Türkiye, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın istifa ettiği bilgisini geçen hafta perşembe gecesi Halk TV’de benim haberimle öğrendi.
Gece Resmi Gazete’yi bekledik.
Geciktikçe gecikti.
Saat 1’de yayınlandığında, bakan değişikliğinin yer almadığını gördük.
Ertesi gün AK Partili bir kaynağım, “Sen haberi patlattığın için Resmi Gazete’den çıkardılar” dedi.
Koca, beş gün daha Sağlık Bakanlığı makamında oturduysa bu biraz benim sayemde oldu.
Dün gece de Halk TV’deydik.
Değerli Barış Terkoğlu, kabine değişikliğini sordu.
Koca’nın yanı sıra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin gidebileceğini söyledim. “Bakan değişiklikleri bu gece Resmi Gazete’de yayınlanabilir” diye ekledim.
Dakikalar sonra Özhaseki’nin istifa açıklaması Twitter’a düştü.
Koca’nın yerine İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu’nun ve Özhaseki’nin yerine eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve AK Parti’nin İstanbul adayı Murat Kurum’un atanacağını açıkladım.
Verdiğim bilgiler doğrulandı.
İKİ BAKANLIKTAN ŞİKAYET VAR
Şimdi istifaların perde arkasını yazayım.
AK Partili kaynaklarım, 22 yıllık iktidarlarında başarı hikayesi yazdıkları iki bakanlıkta gerileme yaşandığını düşünüyor.
Bu bakanlıklar şunlar:
Sağlık.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği.
İkisinde de dün değişikliğe gidildi.
KOCA’YI RANDEVU YAKTI
Koca ile ilgili süreç 31 Mart’tan sonra AK Parti’nin ilk Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısında başladı. Erdoğan, toplantıda, Merkezi Hekim Randevu Sistemi’ndeki sorunlardan söz etti. Koca’ya dönerek, “Randevularla alakalı şikayetler var. Sorunu seninle çok ciddi ele alacağız ve gerekeni yapacağız” dedi.
Bu, ilk kırılmaydı.
Randevudan kaynaklı sorunları çözülemedi.
Geçen ay AK Parti’nin Kızılcahamam’daki kampında Antalya Milletvekili Tuğba Vural Çokal, yakınının özel hastanede hayatını kaybettiğini belirterek, yeterli denetim gerçekleştirilmediğini iddia etti.
Koca, “O Sağlık Müdürü sizin talebinizle atandı. Sorumluluğu bize atamazsınız. Özel hastanelerle ilgili teftiş başlattık. Siz durdurdunuz” dedi.
Erdoğan, Çokal’ın yanında durdu.
Cesaret alan diğer milletvekilleri de Koca’yı eleştirdi.
KIRILDI, KÜÇÜK DÜŞÜRÜLDÜ
Yakın çevresinin bana anlattığına göre Koca, o gün çok kırıldı.
Yakınları şöyle diyor:
“400 milletvekilinin içinde küçük düşürüldü ve hakaret edildi. O da bunu gururuna yediremedi. Bu, bardağı taşıran son hamleydi.”
Önceki damlalar ne?
Yakınları, Koca’nın kimi kararlarının AK Parti’de rahatsızlığa yol açtığını ileri sürüyor.
“Mesela” diyorum.
Anlatıyorlar:
“Göreve geldiği günden bu yana mülakatla alım yapamadı. Bu ne demek? Teşkilat içeriye giremedi. KPSS’den ne puan aldıysan o. AK Parti’de mülakatla adam almayan tek bakan. Yeni bakan bunu yapabilecek mi? Hayır, yapamayacak.”
Koca’nın şehir hastanelerinden kaynaklı zararı düşürdüğünü ve yeni yatırımların bakanlık bütçesinden yapıldığını savunarak, şöyle devam ediyorlar:
“O, göreve geldiğinde şehir hastanelerinin sözleşmeleri bitmişti. 357 milyon Euro tutuyordu. İnşaat şirketlerini çağırdı.‘Bu rakamlar çok astronomik, devlet ödeyemez’ dedi. Fiyatı düşürdü. Kiralamaları 15 yıla indirdi. Yeni hastaneleri bakanlık bütçesinden yaptı.”
Yakın çevresi, Koca’nın muhalif televizyon ve gazeteleri basın toplantılarına çağıran tek bakan olduğunu kaydediyor. “AK Parti’de bunu yapabilecek ikinci bir isim yok” diyor.
KOCA İSTEDİ, HELALLEŞTİLER
Koca, yakın çevresine göre yıprandığı ve yorulduğu için geçen perşembe Erdoğan’dan randevu istedi.
Baş başa yarım saat görüştüler.
Koca, geri dönmemek üzere konuşma yaptı.
Kaynağım, “Orada helalleşiyorlar” diye aktarıyor.
Ancak yeni bakan bulanana kadar beklenildiğini söylüyor.
Koca, bundan sonra ne yapar?
Şöyle söylüyorlar:
“Çok yoruldu. Biraz dinlenecektir. Siyasetle ilgisi olmaz. Ama Koca, Erdoğan’ın yol arkadaşıdır. Erdoğan’ın sözünden çıkmaz. Derin bir ilişkileri var.”
Öyleyse…
Ne diye Erdoğan, Kızılcahamam’da hırpalanmasını seyretti?
ÖZHASEKİ’Yİ DEPREM VURDU
Özhaseki, dün saat 23.07’de Twitter’da paylaştığı açıklamasında istifa gerekçesini şöyle açıkladı:
“Bu kutlu görevi sağlık sorunlarım sebebiyle kendi dileğimle bırakmak istediğimi sayın cumhurbaşkanımıza arz ettim.”
Oysa bundan altı saat önce, 17.12’deki paylaşımında “Ülkemiz, milletimiz için çalışmaya devam edeceğiz” diyordu.
Özhaseki, bu altı saat içerisinde bakanlıktan istifasını gerektirecek sağlık sorunu yaşamadığına göre başka bir nedeni olmalı.
Kaldı ki ben geçen aylarda Özhaseki’nin sağlık sorunları gerekçesiyle istifa edebileceğini dile getirdiğimde, bana ulaşan basın ekibi “Doğru değil, sağlık sorunu yok” demişti.
Şimdi ne değişti?
Asıl neden, Özhaseki’nin istifa tweetindeki şu cümlede olabilir mi:
“Ne kendimin ne de çocuklarımın boğazından haram bir lokma geçmemesine yönelik hassasiyetimi hep diri tuttum.”
Bir kaynağım Özhaseki’nin gidişi için yapılan “İnşaat şirketleri kazandı” yorumu için “Haklılık payı var” diyor.
Ayrıca Kurum döneminde belediyelere yüksek hibeler ve İller Bankası’ndan destek dağıtıldığını hatırlatarak, “Belediye başkanları da memnundur” diye ekliyor.
Ancak kaynağıma göre istifasındaki asıl gerekçe, Özhaseki’nin deprem bölgelerinde başarısız bulunması.
“Deprem sahasında hareketlilik yok. Özhaseki’nin temposuyla çalışma bitmezdi” diyor.
Erdoğan’ın iki haftadır Özhaseki’ye randevu vermediğini iddia ediyor.
Koca’dan farklı olarak Özhaseki’den istifasının istendiğini öne sürerek, “Geçen hafta tebliğ ettiler. Özhaseki’yi Koca’ya ekleyelim’ dediler” diye konuşuyor.
Peki…
Memişoğlu ve Kurum neden seçildi?
Kaynaklarım şu yanıtı veriyor:
“Aileye yakınlar.”
POLİS ÇAKARLI ARAÇLA UYUŞTURUCU TAŞIMIŞ!
‘Hayalet’ lakaplı Orhan (Mert) Ünvan ve sekiz şüpheli, geçen 10 Haziran’da, uyuşturucu ticareti yapma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlamasıyla tutuklandı. Ünğan, savcılık ifadesinde, çarpıcı bir iddiada bulunuyor. İranlı Naci Şerifi Zindaşti’nin kızı ve şoförünü öldürttüğü iddiasıyla uzun yıllar tutuklu kaldıktan sonra aklanıp salıverildiğini söylüyor. “Bu soruşturmalarla ilgili daha önce ünlü birçok ismin karıştığı, polislerin tutuklandığı, birtakım siyasilerin işin içine girdiği kumpaslarda mağdur olarak yer aldım” diyor. Ünğan, tahliye olduktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik ve İstihbarat Dairesi başkanlıklarının kendisi hakkında dosya oluşturduğunu iddia ederek, şunları söylüyor: “Geçtiğimiz aylarda benzer konulara ilişkin bir sebeple ismim karıştırılmaya çalışıldı. Bu konulara ilişkin bilgiler MİT’te mevcuttur.” Ünğan, Emniyet’i suçlarken, MİT’in bilgisi dahilinde hareket ettiğini ima ediyor. Acaba bu iddia doğru mu?
NAKLİYE EKİBİNDE